8 Maddede Orta Asya’nın Kadim Ülkesi Özbekistan
Doğu masallarındaki büyülü diyarları andırıyor Özbekistan, görsellerine bakınca siz de bize hak vereceksiniz… Başka bir coğrafyaya değil başka bir döneme ait olduğunu düşündüren şehirlerini, açık müze statüsündeki bölgelerini, koruma altındaki eserlerini gidip görmek için vize işleriyle uğraşmanız da gerekmiyor üstelik! 8 maddelik listemizle Orta Asya’nın bu kadim ülkesini biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Semerkant… Adı bile bir masalın satırlarından dökülüyor gibi. Taşkale/taşkent/kayakent anlamlarına geliyor. 2001 yılında bütün şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi dersek bir turiste vadettiklerini zannediyoruz özetlemiş oluruz. Şehrin merkezi ise Orta Asya Türk mimarisinin en eski ve özel örneklerini görebileceğiniz Registan Meydanı.
Özbekistan’ın şehirleri Moğollar tarafından ne kadar yakılıp yıkıldıysa Timurlular tarafından da o kadar inşa edilip geliştirilmiştir. Timur’un torunu Uluğ Bey de hem bir sultan hem de bir matematikçi ve astronom olarak insanlığa önemli eserler bırakmıştır. Bunların başında 1421’de yaptırdığı Uluğ Bey Rasathanesi gelir. Ali Kuşçu gibi astronomların da çalışmalar yaptığı Semerkant’taki bu yapı günümüzde büyük ilgi görmekte.
Taşkent, ülkenin başkenti ve nüfusu en yoğun olan şehri… Kültür-sanatın nabzını tutan bu yerde gezecek çok sayıda müze, sanat galerisi, mimari yapı bulunuyor. Tarihi dokusunu 1966’daki depremle büyük ölçüde yitirmiş olsa da Abdül Kasım Medresesi, Kukeldaş ya da Barakhan Medresesi gibi yapılar bütün heybetiyle ayakta… Bununla birlikte Rus döneminden kalan yapıların ve modern mimarinin daha fazla ve görünür olduğunu söyleyebiliriz.
Özbekistan’ın en eski yerleşim yerlerinden Buhara, günümüzde dünyada en çok turist ağırlayan şehirler arasında geçiyor. Burası özellikle medrese ve camilerin yoğun olduğu bir şehir, kaldı ki İslam coğrafyasında tanınan çok sayıda din âlimi bu coğrafyada yetişmiş. Zamanında sultanların, hanların ikamet adresi olan Ark Kalesi’nin surları şehrin göbeğinde karşınıza dikiliveriyor. 20 metre yüksekliğindeki bu surlar tarihi yapılarla dolu 4,2 hektarlık bir alanı çevreliyor.
Özbekistan’a hâkim rengi soracak olursanız toprak tonlarından birini seçmemiz gerekecektir fakat Şehrisebz’i bu genellemenin dışında tutmamız icap eder. Çünkü burası yeşilin egemen olduğu bir şehir… Aynı zamanda Timur’un doğum yeri… Sultanın devasa heykeli, ardılı sultanların kümbetleri ve yaptırdıkları onlarca eser o kadar görkemli ki şehir 2000 yılından bu yana Dünya Mirasları arasında.
Hive, 2600 yıllık geçmişiyle tam bir müze şehir… En popüler yeri İçan Kale… Burası, 10 km. uzunluğunda kilden mamul surların çevrelediği, içinde 50 anıtsal yapı ve 250 tarihi ev bulunan oldukça fantastik bir bölge. Özellikle, 213 ahşap sütun üzerinde yükselerek yüzyıllara meydan okuyan Cuma Camii’nin büyük bir ilgi gördüğünü söylemeliyiz.
Dünyanın en büyük çöllerinden Kızılkum Çölü’nün Buhara’nın batısında olduğunu biliyor muydunuz? Yer yer çöl iklimi görülen ülke, yazların çok sıcak kışlarınsa çok soğuk geçtiği karasal bir iklime sahip… Bu nedenle Özbekistan’a bir seyahat düşünecek olursanız, yaz aylarını değil nisan-mayıs ya da eylül-ekim aylarını tercih etmenizi öneririz.
Özbekistan’ın en ünlü yemeği, ülkemizde de belli başlı yerlerde yapılan Özbek pilavıdır. Her yöreye göre tarifi değişen pilav genellikle etli yapılır. Et yemeklerinin de, süt ve süt ürünlerinin de yaygın olduğu mutfakta baharat da yoğun olarak kullanılır. Anason, safran, çörek otu, kungut tohumu, kişniş, karanfil en çok kullanılan bitki ve baharatlardır.
4,730 okunma